Demirel’in tekzibi
iltifat sayıldı!
25 yıllık
gazetecilik hayatımda böylesine bir sevgi seli ve takdirle karşılaştığımı,
bu denli destek gördüğümü pek anımsamıyorum. Sayın
Cumhurbaşkanı sayesinde, sadece tüketici nezdinde değil,
yurttaş gözünde de sağlam bir yerim oldu, aramızda çok
içten ve sağlıklı bir diyalog kuruldu. Tüketici köşesine
katkıda bulunan okurlarımız, mektupların övgü bölümlerini
sansürden geçirdiğimi gayet iyi bilirler. Ama Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel’le ilgili okur mektuplarında (biraz da durum
öyle icap ettirdiği için) bu sansürü hafiflettiğimin
herhalde farkındasınız. "Senin Allahını seveyim Meral
Tamer,ö diye başlayan benim Anadolu’dan söyleyemediklerimi
yazmışsınö diye süren ve senin bu yazdıklarınla beni mutlu
ettiğin gibi, yakın zamanda kimse mutlu edemedi. Ümit ederim,
hep böyle beyinli kalırsınö diye sona eren, yürekten kopup
gelmiş çok sayıda okur mektubunu tabii ki kendime sakladım.
Onlara desteklerinden dolayı bu sütunlardan teşekkür etmekle
yetinmek durumundayım. Beni savunacak avukatlara ödemem için
para göndermek isteyenler de çok duygulandırdılar beni. Ancak
bu tür davalarda gazetemizin avukatları bizleri savunuyorlar.
Genel Yayın Koordinatörümüz Umur Talu’nun tekzip üzerine
yazdığı enfes yazının ardından kendisine gönderilen faks
mesajlarından birinde ilginç bir öneri var: “(...)Meral
Tamer’in olayını, en barışçı ve demokratik yoldan bir
fırsat olarak değerlendirebiliriz. Önerim şu: Onlar yargıya
başvurmasalar bile sayın Tamer olayı yargıya götürsün ve
sonra da gazetelere bir ilan versin! Bu ilanla sizleri mahkemede
bana tanıklık yapmaya çağırmam isteniyor. Demokratik ve
yasal yoldan toplumsal direnişimizi yargı önünde
gösterelimö deniyor. Bana gelen e - posta mesajlarında da
tanıklık etmek isteyen çok sayıda okurum var. Hepimiz gönüllüyüz,
mahkemenin hepimizi dinlemesi, yıllar sürebilir, diyorlar.
Adlarını vermeden aktarmak istediğim mektuplar şimdilik bu
kadar. Alttaki sütunlarda ise Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
adına, avukatı Ceyhan Mumcu tarafından gönderilen tekzip
metni üzerine gelen ve kendi imzalarıyla aktardığımız
ünlü - ünsüz okur mektupları yer alıyor.
Mahmut
Karakaya adlısrarla ı okurumuz, önceki gün öğle üzeri
gazeteye gelmiş. Asistanlarımla görüşmeyi reddederek benimle
gpazar günkü örüşmek istemiş. Bir de baktım elinde Süleyman
Demirel’e karşı açtığı dava dilekçesi var. Benim “dilekçesini.
(Zaten ne Demirel’in tekzibi ne işe yarar?ö başlıklı
yazımı okuduktan sonra geçmiş daktilosunun başına ve
yazmış zamandBakırköy Sulh Hukuk ır bu konuyu kafasında
evirip çeviriyormuş.) Ve pazartesi sabahı da ilk iş olarak
doğruca Mahkemesiisteyen bir dava dilekçesi vermiş. ’ne
gidip harcını yatırarak, Demirel’in adli tıbba sevkini ve
temyiz kudretinin tespitini Karakaya, dava dilekülke
yönetiminde söz sahibi olan bu kişinin çesinde de belirttiği
gibi 35 yıldır siyasetin tepesinde, bilfiil Anayasa ve
yasalarla belirlenen gyerine getirip getiremeyeceği kuşkusunu
taşıyor. Endişesi şu örev ve sorumluluklarını tam olarak
gerekDemirel 70 yaşın üzerindedir. Kendisinin fiziksel olarak
yorgunluğu çelere dayanıyor. TC Cumhurbaşkanı Süleyman
belirgindir. Gerolup olmadığı konusunda karine değildir,
ancak çok iyi bilinmektedir ki resmi çi yaş tek başına
kişinin akli baliğ dairelerde bu yatıptan rapor getirmeden hiçbir
işlem yaptırmalarına izin verilmemektedir. Yine bazı
ülkelerde 70 şta kişiler için adli yainsanlar herhangi bir
kazaya neden olabilecekleri endişesiyle ehliyetlerini kendi
rızaları ile iade etmektedirler. şın üzerindeki Mahmut
Karakaya yukarıdaki sakıncaları saydıktan sonra, davalının
adli tabibliğe sevkiyle temyiz kudretine sahip olup
olmadığının tespitine karar verilmesini arz ve talep ediyor.
Usule gAnkara Sulh Hukuk öre Karakaya’nın açtığı dava ile
ilgili son kararı Mahkemesi verecek.
Bilgi
Üniversitesi öğretim üyelerinden Soli Özel önce telefon
etti. Ardından aşağıdaki metni yolladı:“Sevgili Meral,
Cuma günkü köşende yayınlanan ibret belgesini okudum.
Vekillerden çok, müvekkilin üslubunu andıran yazının içeriğine
girişmek pek gerekli gelmiyor. İnsanın bazen üzerinde şeref
madalyası gibi taşıdığı hakaretler vardır. Hakareti edenin
kişiliği, kimliği, mesajın içeriği vs. gibi nedenlerle, bu
da sanırım bir şeref belgesi niteliği taşıyor. Ayrıca
belki de istemeden gazetelerin en mümtaz yazarlarının
kaplarına sığamayarak, daha deprem hiddeti dinmemiş millete
Demirel’in yeniden seçilmesini tezgahlamalarına karşı
kabaran bir öfkenin de sanırım bayraktarı oldun. İstesen de
istemesen de... Gazan mübarek olsun. Soli Özel
Sayın Tamer,
Şu günlerde sistem hedef saptırma aracı olarak sizi seçmiş
görünüyor. 2000 yılının malum gününe aylar kaldı ve
siyasi çevreler tarafından yeniden bir cumbaba oyunu
başlatıldı. Biz bu oyuna gelmeyelim derken, kaderin tecellisi
olarak belki siz hiç düşünmediğiniz halde taraf oluyorsunuz.
Daha önce trafik terörü üzerine yazdığınız bir yazı da
trafik kampanyasını başlatmıştı. Belki gene toplumda
kokuşmuşluğa karşı çıkıyor ve yenileşme gereksinimine
olan özlemi yansıtıyorsunuz. Benim önerim yargı
karşısında “ben masumum hakim beyö demeniz. Sıkın
dişinizi, kurtulmaya 7 ay kaldı. Saygılar. Tayfun Çavdır
Sayın Meral
Tamer, Demirel ile ilgili yazılarınızdan sonra, Allaha şükür,
korktuğum olmadı. Demek ki, Demirel’in medya üzerindeki
gücü zayıflamış. Size gönderilen tutarsız ve seviyesiz
tekzip ile yenik düşmüş oldu. Birinci raund sizin ve bundan
sonra bütün raundlar da sizin olacak. O nasıl mühendistir ki,
yerin altında ne olduğunu bilemeyiz. Sorumlu depremdir, devlet
değilö diyebiliyor. Bugün, bırakın sadece bizim jeoloji
kurumlarımızı, Amerika ve Japonya’daki enstitüler bile yıllarca
önceden her şeyi biliyorlardı. bilen57@Hotmail.com
Alman
Liseliler, Merhaba! Duydunuz mu bilmem, ama Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bir Alman Liseli’yi mahkemeye
veriyor. Süleyman Demirel’in avukatlarından biri de ne yazık
ki Uğur Mumcu’nun ağabeyi av. Ceyhan Mumcu. Alman Liseli de
Milliyet Gazetesi yazarı Meral Tamer! Örnek gazeteci Uğur
Mumcu’nun dediği gibi “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi
olunmaz!" Bu nedenle Meral Tamer’in 4 yazısının
linklerini aşağıya çıkardım. Bir okuyun.
Ben Meral Tamer’i destekliyorum.
Not: Bu konudaki gelişmeleri
Alman Liseliler’in yeni sitesine
de (http://www.AlmanLisesi.de ve
http://www.AlmanLiseliler.de) yerleştireceğim, oradan da takip
edebilirsiniz. Benim ulaşamadığım diğer bilgileri de bana
iletirseniz, onları da yayınlarım. Ali YILDIRIM
Devletin başının,
işinin hakkını verme çabası içindeki Meral Tamer’e, basit
hesapları uğruna yapmak istediği baskı; yozlaştırdıkları
siyasetin kazandırdığı kötü alışkanlıklar nedeniyledir.
Anadolu’da buna “köpeksiz köyde değneksiz gezmekö denir.
Devlet adamlarının şaibeli insanlarla resim
çektirmemesi için özel kanun mu çıkartmak gerekir? Bu
mantığa göre kardeş kardeş yolculuk yaparken trafik kazası
geçiren Susurluk kahramanları da mağdur ediliyor olmalı
herhalde! Mesele o kadar basit değil! Bu çirkinliklere dur
diyecek potansiyelin varlığından hiç kimsenin şüphesi
olmaması gerekir.
Giray Boydak - İstanbul
Cumhurbaşkanı’nın
avukatı aracılığıyla gönderdiği tekzipte, nasıl bir ruh
haleti içinde bulunduğu görülüyor.
40 yıldır bu ülkeyi çiftlik gibi yönetip
hiçbir şey yapmadı. Bu ülkenin Süleyman Demirel gibi
insanlara ihtiyacı yoktur.
Görev süresinin uzamaması için başta sizler
olmak üzere hepimiz gerekli tavırları koymalıyız.
Ceyhan Mumcu’ya gelince... Ben onun yerinde olsam
soyadımı değiştirirdim. Saygılar.
Abdurrahman Gümrükçü
Ankara
Adalet Partisi
tüzüğünü hazırlayan 2 kişiden biriyim. Yıllarca merkez
disiplin kurulu üyeliği yaptım.
Bu nedenle partide kimin ne olduğunu iyi bilirim.
Parti ve partililer hakkındaki bilgi birikimim
ışığında gazetedeki yazılarınızı takip ediyorum.
Samimiyetle ifade edeyim ki, bu yazılarınızla büyük
bir hizmette bulunuyorsunuz.
Yazar olarak toplumu doğru yönde bilinçlendirme
çabası gösteriyorsunuz.
Keşke bilinçlendirebilseniz!
Avukat Mustafa Aydın
İstanbul
Türkiye
gazetesi yazarı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim
üyelerinden Dr. Mim Kemal Öke, e - posta mesajında diyor ki:
“Cumhurbaşkanı sayın Demirel konusunda ortaya koyduğunuz yürekli
tavır ve seviyeli gazetecilik örneği için sizi kutluyorum.
Bizlerin ve tüm ulusun sesi olmaya devam edin. Tüm desteğimiz
sizinle beraber. Bu ülke geçmişi belli, 70 yaşına dayanmış
siyasetçilerden kurtulmalıdır. Ceyhan Mumcu kendi kendini yok
etme sürecine girmiştir. Yaptığı seçim büyük bir
talihsizliktir. Bu seçim süreç içinde onu yok edecektir. Saygılarımla.
Dr. M.Kemal Öke
Sayın
Cumhurbaşkanı Demirel, nasıl böyle bir tongaya düştü?
Hayret ettim! Çok zeki ve çok açıkgöz bir politikacı, saf görünüşlü
bir avukatın oyununa geldi.
Sayın Ceyhan Mumcu’yu alkışlıyorum... Bana göre
Demirel’in şahsında, Devlet’ten kardeşi Uğur Mumcu’nun
intikamını alıyor!.. Demirel’i temsilen yazdığı tekzip
yazısı, mantıksal ve yasal gerçeklere ters düştüğü gibi
cümle düşüklükleri ve imla hatalarıyla çirkinleştirilmiş.
Şayet hakkınızda dava açılırsa, tutacağınız
avukatların ücretlerine iştirak edebileceğimi bilmenizi
isterim.
A. Rüştü Yenel - Emekli Emniyet Müdürü
Aile fotoğrafında
eksik olan ve görünmeyen zat - ı muhteremleri de
fotoğrafladığınız için teşekkür ediyor ve devam etmenizi
diliyorum. 1970’lerden bu yana yazılarıyla öğrenimime öz
kazandıran Uğur Mumcu’ya bir kez daha saygı ve sevgi
duyuyorum. Hangi koşullarda mücadele ettiğini şimdi daha iyi
anlıyorum.
Mak. müh. Remzi Erişler - Bursa
Cumhurbaşkanı
Demirel’le ilgili yürekli yazılarınızdan ötürü sizi
kutluyorum. Ceyhan Mumcu imzalı mektupta “Meral Tamer’i kaç
kişi ciddiye alır?ö demişler. Demirel’i ciddiye alan bir
kişi var mı bu ülkede? (Ceyhan Mumcu’dan başka)ö Levent
Tuna
Tüketici
olarak koruduğunuz haklarımızı, insan ve yurttaş olarak da
korumaya devam ettiğiniz için teşekkürler. Ben şahsen yürekli
insanlara sahip çıkmaya devam edeceğim. Her zaman.ö Hasan
Basri Özkat
Devam edin.
İyi gidiyorsunuz. Bu sistemin temel direği babadır. Daha
derinden vurmalısınız. Evet, Ceyhan Mumcu, Mumcu davasına
artık girmesin. Yoksa kardeşini sistemin öldürdüğü bir ağabeyin,
sistemi savunmasından daha güzel! ne olabilir?ö Mehmet Kartal
Meral Tamer - Milliyet - 29.09.1999
Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr